24 Haziran 2011 Cuma

..gün bitiyor gitme vakti

..yol kenarlarında ates böcekleri aradım

..yıllar sonra sokaklarında yalın ayak koşturduğum küçük kasabaya gittim, kalbim hızla attı. nefessiz kalana kadar koşturduğumda attığı gibi hızla..
 Bir çok şey değişmiş deprem hatıraları silmişti ama hatırladıklarım ve geriye kalan bir çok şey heyecanımı tetiklemeye yetti..

Eski okuluma gittim bahçesinde etrafa bakındım ve küçük Funda'yı izledim, "bahçede ip atlayıp, top oynuyordu oradan oraya koşturuyor ara ara arkadaşlarıyla kavga ediyordu. fındık diyenlere öfkeyle bakıyordu." Okuldan içeri girdim ve sınıfları dolandım. sınıflar değişmişti. "Aşı sırasında zırıldayan Funda belirdi şımarıklık yapıp babasını dersten çıkarmış şaşkın çocuk." Babamla aynı okulda olmak güzeldi benim için. Anımsadıklarım yüzümde koca bir tebessüm oluşturdu.

Kurbağalı dere ve susmak bilmeyen kurbağalar hala ortalı inletiyordu :)

Okuldan sonra eski mahalleme gittim. Her sabah yürümesi işkence gibi gelen yolda ufak adımlarla yürüdüm. o kadar da uzun değilmiş o yol. Her yer yemyeşil hala ve hala elma ağaçları ve kiraz ağaçları var. Evlerin önünde de çeşitli sebzeleri bulunan bahçeler.. Ne çok severdim bahçeden salatalık çalıp çalıp yemeyi. yediğim her şeyin kokusu vardı. nefis tatları ve kokuları..

Eski evimin kapısının önünde oturdum ve etrafa bakındım. "Küçük Funda yine bir şeylerin peşinde koşturuyor ve dizinde yine koca bir yara oluşturdu bayır aşağıya dizleri üzerinde nasılda kaydı canı çok yandı sakin sakin yürümesini bilmez ki şaşkın çocuk.. Koca kiraz ağacına tırmanıyor korkmuyor da.." Anımsadığım her şeyi tekrardan yapmak istedim o an. Sokaklarda koşmak, parkta yerden yüksek oynamak, kumdan pastalar yapmak, bahçelerden nefis kokuları olan salatalıklardan çalmak geldi içimden..

..çocuktum, mutluydum!
Koştum ve oyunlar oynadım hep. Canım da yanardı ama hemen geçerdi. öfkelenirdim ama o da hemen geçerdi.. eskisi gibi hemen iyileşmiyor, hemen geçmiyor. büyümek ve beraberinde yaralarını ve öfkelerini de büyütmek. Hep çocuk kalsaydık keşke dedirten cinsten bir heyecandı içimdeki..

...hava kararmaya başladı yemekten sonra temiz hava eşliğinde uzun bir yürüyüş konuşulanları dinliyor eşlik ediyorum ama gözlerim ateş böceklerini arıyor.

Küçükken de hava karardığında mutsuz olmazdım ateş böceklerini göreceğim için akşam olduğu zaman mutlu da olurdum. Bir de hemen hava kararınca eve girmezdik. Gece gündüz sokakların efendileri biz çocuklardık.. Hava yavaş yavaş karardıkça oyunlardan sıyrılır yol kenarlarında yeşilliklerin yoğun olduğu yerlerde arayışlara girerdim.

Ateş böcekleri, serpilmiş sihirli peri tozları gibi gelirdi bana  ateş böceği gördüğüm zaman şanslı  hissederdim kendimi.

..çocukluğumu yakından izledim

Funda Karataş
 24.06.2011

13 Haziran 2011 Pazartesi

..simdi gözlerimi kapatıyorum


..o zaman şimdi gözlerini kapat..
..marinadayız! Sen,ben bir de arada gelip geçen güvenlikler:) o kadar çok gülüyoruz ki gözlerimiz yaşarıyor, sonra birden ağlamaya başlıyoruz hazır gözler de yaş:) aa o da ne yağmur başladı yağmur damlaları gözyaşlarına karıştı,dertleri kederleri aldı götürdü denizlere.. Rüzgar saçlarımızı dalgalandırdı, ben deli gibi üşüdüm, sen titriyorsun. Sarıldık birbirimize.  Ayrılıyoruz,en kısa zamanda görüşebilmeyi umarak.. içimizde huzur, dudaklarımızda gülümseme ,zihinlerimizde rahatlama. Hayat güzel sen görürsen, her yer cıvıl cıvıl işitirsen deyip el sallıyoruz birbirimize..


Sinem Aslan
13.06.2011

Dostlar iyi ki var.

12 Haziran 2011 Pazar

Ölüm!
... gözyaşlarıyla, yere yığılmış bedenimi izleyen ruh.. artık melodiler yok saç tellerimin arasında ki ölüm dansı sona erdi!!
Herkez susuyor...

git!! artık ayak izlerin yok senin.. 

Fotoğraf; Funda Karataş
Funda Karataş
13.08.2010

11 Haziran 2011 Cumartesi

5 Haziran 2011 Pazar

.. biraz çakıl taşı topladım, şimdi deniz kenarında oturuyorum ve tüm sıkıntılarımızı çakıl taşlarına bağlayarak denizin derinliklerine atıyorum.

mercanların arasına sakladım hepsini bizden uzaklaştırıyorum her birini..

hissedebiliyormusun hafiflediğini..

Fotoğraf; Ali Rangil
Funda Karataş
05.06.2011

..gitmeli mi acaba sessizce uzaklaşmalı mı! ya da kalmalı mı..

..uzaklaştığımda bunlardan kurtulabilecekmiyim.. bu bir çözüm olucak mı.. annemin eteklerinin altına saklanamayacağım için babamın bacaklarına dolanamayacağım için uzaklaşsamda bunlardan kurtulamam.. birşeyleri zora sokacak birileri mutlaka var olucak..

peki ben bu savaşta nasıl daha az yara alarak çıkıcam..

Fotoğraf; Funda Karataş
Funda Karataş
05.06.2011