27 Şubat 2012 Pazartesi

..uzun bir aradan sonra kalemi, silgiyi, defteri, kitabı alıp ders başına oturmam zihnimdeki karakterlerin çirkinleşmesine sebep oldu!

Zihnimde ki karakter  her an ağızını kocaman açıp,  bir lokmada yutacakmışda, yemek borusundan hızla midesine indirecekmiş gibi.  Daha sonra da içerideki organlarla bir olup,
 "-derssss çalışşşş!!
 -yoksa bir bok olamayacaaaksssıınnnnn"
laflarıyla saldıracakmış ve bir ağız olup  vicdan azabı çektireceklermiş gibi bir hisse kapılmama sebep oldu!

..bir canavarın midesinde organların baskısına maruz kalacağıma..

Neyse gideyim biraz ders çalışayım..

Funda Karataş
27.02.2012

18 Şubat 2012 Cumartesi

Baba ben büyüdüm!

...evin küçüğü olmak çok zor arkadaş.

 Anne ve baba oturuyorlar ve çocuk yapma kararı alıyorlar sonrasında evet dünyaya el bebek gül bebek sevebilecekleri bir yavru  getirmiş oluyorlar ama zamanla ayak işlerini yaptırcak birisinede ihtiyaç duyuyorlar. Bir tane yavruları var fakat o ilk gözağrıları iş güç yaptıramazlar, kıyamazlar çünkü.. Anne ve baba tekrardan oturuyorlar ve düşünüyorlar getir götür, almalı taşımalı işleri yaptırabileceğimiz bir yavru daha mı dünyaya getirsek diyorlar. evet  bir yavru daha dünyaya getiriyorlar ve küçüklükten eğitmeye başlıyorlar.
 Küçük ekmek al gel, küçük gazete al gel, küçük su getir, küçük onu getir, bunu getir. küçük geh geh kızım geh... Otur kızım!!

... işin kötü yanı ilk evlatta anne babadan görerek birşeyler istemeye başlar evin büyükleri fazlasıyla küçüğe yüklenmektedir.

küçük ne yapmalı!!!

Hayır, Halil Sezai dinlemiyorum.. Bunu yazarken dinmeyi çok istedim ama kendimi tuttum, büyüdüm çünkü  evet evde hala küçüğüm ama büyüdüm yahuuu! Kendimi tutabilirim...

-Baba ben büyüdüm!
-Biliyorum kızım hohoho onun için ağır paketler sende ya!!!
 Funda Karatas